Hayatını bir bütünlük içerisinde sürdüren insan, çok yönlü bir varlıktır. Maddi ve manevi yapısıyla kompleks bir kişiliktir. Birinin ihmale gelmesi, bazı sıkıntıları beraberinde getirir. Tek yönlü yetişen insan; çevresine çoğu zaman zararlı olmuştur. Maddesine önem verilip yetiştirilen insanlar, beden insanları olmuş ve her şeyi maddede görmüşlerdir. Bedenini ihmal edenler ise ruh insanı olmuş, bunda da bağnazlıklar ortaya çıkmıştır. Toplumun sağlıklı gelişmesini engelleyen bu iki hususun çok ciddi olarak ele alınması gerekmektedir.
Değişen hayat şartları içerisinde neler yapılabilir? Bu işlerin bir plan dahilinde yürütülmesi, geleceğimiz adına çok büyük önem arz eder. Gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin bu değişimi sağlayabilmek için büyük çaba sarf ettiğini biliyoruz. Fert planında değişim olmazsa, toplum olarak gelişim mümkün değildir. Bunu elde etmek bir kısım fedakârlıklar gerektirmektedir. Her şeyden önce okumaya ve araştırmaya gönül vermeyenlerin sağlıklı bilgiye ulaşması zordur.
Öz kültürüne sıkı sıkıya bağlı olmanın yanında dünyanın şartları da çok iyi bilinmeli.
Alacakaranlık Roman'ında Yazarımız Mehmet Uyur, bu değişimi, bilgili olmayı, sevgi ve saygıyı öz kültürümüz içerisinde işleyerek yeni ufuklar açmaktadır. Fedakârlığın ve sevginin bedelinin büyük fedakârlıklar gerektiğine vurgu yapıyor. Gerek inanç değerlerimizin gerekse kültürümüzün kaybedilişinin nasıl sonuçlar meydana getireceğini de güzel bir üslupla sunmuş. Siz değerli okurlarımızı bu güzel eserle baş başa bırakarak yazarımızdan yeni çalışmalar bekliyoruz.