
ÖZGEÇMİŞ
Kırkikindi yağmurlarının zeytin ağaçlarını ıslattığı bir nisan akşamı, merhaba, dedim dünyaya Akdeniz`de. Sonra okullu oldum. Herkes gibi düşe kalka büyüdüm, tek başına ayakta durmayı öğrenene kadar!...
Kafka`yla tanışmamla beraber dünyam değişti. Yazarlığın ne kadar evrensel bir şey olduğunu anladım.
Okumak beni zenginleştirdiği kadar Virginia Woolf, Zelda Fitzgerald, Simone De Beauvoir gibi dostlarla da tanıştırdı. Onlarla zenginleştim, kendimi buldum.
Neden hep okuyordum da hiç yazmıyordum? Gün geldi okumak da yetmedi yazmaya başladım. Yazarlık bir tutku ve çalışma işiydi. Gece gündüz çalışmanın erdem olduğunu yazarak anladım. Gerektiği zaman çalışkan arı gibi yercesine, iğneleyerek, özünü alarak yazmaktı yazarlık.
Sanatın evrenselliğine inanıp, özgür düşünceyi benimsedim. Seyahati önemsediğim için gözleme dayanan güzelliklerle yazılarımı besledim. Her kitap, her seyahat ilham kaynağım oldu benim için. Edebiyatın yanında fotoğraf ve resimle de ilgilendim, sergilere katıldım. Gazete, dergi yazarlığı derken ilerledi bu kervan...
Her şeyin hayalle başladığına inanıp, hayata dokunmak için hayallerimin peşinden koşmaya. Koşarken cesaret, kararlılık ve azimle üretmeye, araştırmaya, paylaşmaya devam ediyorum ve edeceğim!
Neslihan Minel