Aşk, bazen tek bir bakışla başlar, bazen bir gülüşle hayat bulur. Ama asıl önemli olan, o duyguyu nasıl tanımladığın, ona nasıl bir isim verdiğindir.
 
Bu şiirler, aşkın seni bulduğu her anı anlatıyor. Aşkın her halini, her yönünü keşfedeceksin. Peki, aşkı nasıl tanımlıyorsun? Herkesin bir hikayesi, bir bakış açısı var; ancak gerçek soru şu:

Aşkın adını gerçekten sen mi koyuyorsun?

“Vedalaşıyor muyuz artık?”

“Otuz yılı geçti arkadaşlığımız, bence vakti geldi de geçti bile. Peki söyleyebildin mi istediklerini?

“Söylemek istediklerim torunlarım için. Benim hayatımı bir savaş çaldı, onlarınkini de çalmasın ya da çalanlardan olmasınlar istiyorum.”

“Sen bu dünyayı terk edeli yüz yılı geçti Eleni. Senin torunun olduğunu bilen kaç kişi kaldı ki şimdi?

“Bugün ister Oluklu’da ister Anadolu’da ister Yunanistan’da doğsun her çocuk benim torunum. Biliyorum, oradayken çok manasız geliyor sana bu cümle ama burada buluştuğumuzda beni anlayacaksın.”

“Dünyadaki insanların yarısı bilerek ya da bilmeyerek silah üretmek için çalışıyor Eleni. Torunlarının pek şansı yok bence.”

“İskender Bey’in şeytan üçgeni o kadar büyüdü mü?”

“Dünya onların oldu dersem haksız sayılmam. Yakın zamanda hepimiz yan yana olacağız yani. Sen bana Yunanca öğretecek misin?”

“Bilmem, Ali Bey’den izin aldın mı?”

“Ali Bey bana küskün nicedir. Geldiğimde barışırız herhâlde...”

“Gelmek için acele etme ve ne olursa olsun orada hiçbir şey için üzülme, olur mu? Değil üç gün, üç saniye bile üzülme!”

“Hep aynı öğüdü veriyorsun Eleni ama üzülmeden yaşamak mümkün mü?”

“Mutlu yaşa çocuk, hem de çok mutlu...”

6 Şubat 2023

Kaderin keskin ipleri depremin acımasız pençelerinden ibaretti...

...Ve

Bir insan bir hikâye demektir.

Bir hikâye nefessiz kaldıysa eğer "çevrimdışı" demektir.

6 Şubat sabahı, hepimizin hayatını ikiye böldü: öncesi ve sonrası.

Bir evin içinde, bir mahallenin ortasında, bir şehrin sokaklarında yaşananları anlatıyorum bu sayfalarda. O karanlık saatlerde ne hissettiysem, ne yaşadıysam… Kaybetmenin ağırlığını, kurtulmanın garip suçluluğunu ama en çok da yeniden başlama umudunu.

Bu sadece benim hikâyem değil. Bu, enkazların arasından birbirine seslenen, el uzatan insanların hikâyesi.

Belki biraz eksik, belki çokça kırık… Ama yine de bir umut taşıyor içinde.

Okurken belki kendinizden bir parça bulursunuz. Belki hatırlamak zor gelir. Ama bilirsiniz, bazı şeyler anlatılmalı. Unutulmasın diye. Yeniden başlamaya cesaret edelim diye.

Gülseren Ünal’ın dizeleri, kalbinize dokunacak bir yolculuğa davet ediyor. Umutsuzlukta teselli, yalnızlıkta sığınak, arayışta bir ışık olan bu şiirler, okuyucusunu derin bir iç hesaplaşmaya götürüyor.

"Ne çok çabalayıp koşuşturmuşum,
Hâlbuki sen en yakınımda,
Her an yanımda,
Şah damarımdan da yakınmışsın."

İnce bir duyarlılık ve samimi bir inançla örülmüş bu mısralarda, sevgi, merhamet, mücadele ve teslimiyetin izlerini süreceksiniz. Her sayfada, iç dünyanıza yansıyan duyguların yankısını duyacak, zaman zaman bir dua, zaman zaman bir serzenişle baş başa kalacaksınız.

"Güzel anılar biriktirmeli insan ardından,
'İyi insandı.' dedirtmeli geride kalanlara."

Bu kitap, kalbinize dokunan, ruhunuza nefes aldıran, hatırlamanız gereken duyguları size hatırlatan bir dost gibi…

"Bazı kapılar yalnızca açılmak için vardır. Ama içeri girdiğinizde, geri dönüp dönmeyeceğinizi kimse bilemez."

Vareyya Diyarı… İsmi unutulmuş, zamanı kaybolmuş bir yer. Geceleri fısıldayan rüzgârlar, kimseye ait olmayan evler ve sessizliğe gömülmüş köyler…

Rüzgâr, bu diyarın kapısından geçtiğinde, artık hiçbir şey bildiği gibi olmayacaktı. Yolculuğu, sadece taş yollar ve harabe köyler arasında değil, geçmişin derinliklerinde kaybolmuş sırlar içinde de sürecekti.

Çoban’ın rehberliğinde, zamandan koparılmış bir diyarda kaybolanları arayan bir yolcu… Kendi geçmişinden bir şey feda etmeden Vareyya’ya adım atamazsın. Peki, hatırladıkların mı senin gerçekliğin yoksa hatırlamadıkların mı?

Burası unutulmuşların diyarı. Ama ya bazı şeyler unutulmak istemiyorsa?

"Rüzgâr Mucip: Zaman Döngüsü" Sislerin içinde kaybolmuş bir dünya ve hatırlanmaya direnen bir geçmiş...

"Gerçek olaylardan yola çıkılıp, sonradan yoldan çıkılarak yazılmıştır." cümlesiyle derinliğini ortaya koyan ve mizah yüklü cümleleri ile okurken aynı zamanda düşünce girdaplarına daldıran bir kitap, "Yuvarlanan Kayalar"