Bir masal düşünün arkadaşlar. Masaldan öte, içimizi ısıtan ve bize unuttuğumuz değerleri hatırlatan bir zaman dilimi. İçimizde bir yerlerde hep var olan ama bazen eskiyen, eskise de asla unutulmayan; güzel duyguları canlandıran, iyileştiren bir masal. İşte böyledir bizim masallarımız. Tevazu nedir, kanaat nasıl bir tükenmez hazinedir, öğretir bize. Gerçek zenginliğin nasıl yaşandığını anlatır, anlatmakla kalmayıp sevdirir masallarımız. Çünkü onlar bizimdir ve hep öyle kalacaktır. Biliyor musunuz bir ömür boyu hatırlanacak kadar tatlıdır bizim masallarımız. Çünkü onlar yalnızca bizimdir. İşte yine böyle bir masalımız var çocuklar. Yazarımız Osman Nuri Hoşdoğdu'nun kaleme aldığı Hakkı Çavuş ile Eşkıya Cimşit'in ibretlik öyküsü. Bizleri alıp başka bir diyara, bambaşka bir zamana götürüyor. Orada bir gül bahçesinde kalbimizi sakinleştiriyor, ruhumuzu dinlendiriyor. Yüzümüze tatlı mı tatlı, şirin mi şirin; sıcak, sımsıcak bir gülümseme konduruyor.