Yalnızlığı, direnişi ve içsel sorguyu satırlara taşıyan Semra Ulus’tan derinlikli bir edebi yolculuk.
1. Kendinizi ve yazarlık kariyerinizi kısaca tanıtır mısınız?
Ben Semra Ulus. Marmara Üniversitesi Büro Yönetimi mezunuyum. Yazarlık kariyerimin ilk adımını 2022 yılında yayımlanan Jiyan adlı romanımla attım. Yazmak, hayatım boyunca kendimi en rahat ifade edebildiğim alanlardan biri oldu. Bu duyguyu daha önce şiirle yaşadım, şimdi ise kitaplarla daha geniş kitlelere ulaştırabiliyorum. Yazmak, iç dünyamla bağ kurduğum, kendimi en iyi şekilde anlatabildiğim özel bir yolculuk.
2. Yazarlık yolculuğunuz nasıl başladı?
Aslında her şey lise yıllarındaki edebiyat dersleriyle başladı. Kompozisyon yazmayı çok severdim. Beni asıl etkileyen, bir konu üzerine derinlemesine düşünüp bunu cümlelere dökebilmekti. Sessiz bir çocuk olarak büyüdüm; duygularımı her zaman dile getiremezdim. Bu yüzden yazmak benim için çok daha samimi ve özgürleştirici bir alana dönüştü.
Uzun süre şiir yazdım. Ancak bir taşınma sırasında o defterimi kaybettim ve bu durum beni derinden etkiledi. Yazmaya bir süre ara verdim. O ara, içimde büyük bir eksiklik yarattı. Yıllar sonra kitaplığımı düzenlerken eski bir defter buldum. İçinde yaklaşık otuz sayfalık bir hikâye vardı. Hikâyenin sonunda büyük harflerle "JİYAN" yazılmıştı ve altına da tek bir replik bırakmıştım:
– Koş, durma. Daha hızlı!
Devamı yoktu. Ama bu başlangıç bana ilham verdi. “Neden bu hikâye iki karakter üzerinden ilerlemesin ki?” dedim ve tekrar yazmaya başladım. Kısa sürede Jiyan tamamlandı ve ardından yayımlanma süreci başladı.
3. İlham kaynaklarınız genellikle neler olur?
İlhamımı çoğunlukla yaşadığım hüzünlerden, derin düşüncelerden ve zaman zaman bastıramadığım duygulardan alıyorum. Yazmak, benim için yalnızca üretim değil; aynı zamanda içsel bir ihtiyaç ve bir anlam arayışı. Duygularımı ifade edemediğim anlarda kelimelere sığınırım, çünkü bazen bir cümle bile insanın içini boşaltabilir.
Beni en çok etkileyen yazarlardan biri Hakan Günday oldu. Kinyas ve Kayra ile başlayan bu etki, neredeyse her sayfasında altını çizdiğim satırlarla derinleşti. Sadece kitapları değil, senaristliğini yaptığı projeleri de ilgiyle takip ettim. Yeraltı edebiyatına getirdiği sıra dışı bakış açısı beni etkiledi ve kendi yazım dilimde de fark yaratmak adına bana ilham verdi. Duygularım ve okuduklarım, yazdığım her satırda bir araya geliyor.
4. Yazma motivasyonunuz nedir? Sizin için bir meslek mi, tutku mu, yoksa ihtiyaç mı?
Bu soruya gönül rahatlığıyla “tutku ve ihtiyaç” diyebilirim. Asla bir meslek gibi görmedim. Çünkü yazmak benim için hiçbir zaman zorunlu ya da planlı bir şey olmadı. İlham varsa yazıyorum, yoksa bekliyorum. Yazma eylemi hissetmeyle doğrudan bağlantılı.
Ben yazarken bazen kendimi kaybederim. Olay örgüsünü yaşar, karakterle bütünleşirim. Gerçekle bağımı sorguladığım zamanlar bile olur. Bu yüzden yazmak bana çok iyi gelen bir ihtiyaç hem ruhsal bir boşalım, hem de bir ifade biçimi.
5. Yazdığınız kitabın konusu nedir, kısaca bahseder misiniz?
Şu ana kadar yayımlanmış üç kitabım var.
Jiyan, iki farklı dünyadan gelen ama birbirine benzeyen karakterlerin kayboluş, arayış ve sorgulama süreçlerini anlatıyor.
Eksi Dokuz, bipolar hastalığıyla tanışan genç bir kızın, ruh hastanesinde geçirdiği dokuz günü merkeze alıyor.
Zade, tanınmayan bir genç yazarın yalnızlık öyküsünü aktarıyor.
Üç kitapta da ortak nokta melankoli. Arayış, içsel mücadele ve direniş duygusu hikâyelerin merkezinde yer alıyor. Tarz olarak yeraltı edebiyatına yakın olduklarını söyleyebilirim.
6. Hitap etmek istediğiniz kitle kimlerdir? Hangi yaş grubu ya da profil?
En çok Z ve Y kuşağına hitap etmek istiyorum. Ben de bu kuşağın içinde olduğum için onların diline, duygularına daha kolay ulaşabileceğimi düşünüyorum. Bu yaş grubunun üretim gücü ve ifade enerjisi çok yüksek. Yazdıklarımda onların kendilerini bulabilmeleri benim için çok değerli.
7. Yakın zamanda yeni bir projeniz ya da kitabınız var mı?
Evet, yakın zamanda yeni bir projeye başladım. Henüz içeriğiyle ilgili net bilgiler paylaşmak istemiyorum ama bu projenin de dikkat çekeceğine inanıyorum. Yazma süreci heyecan verici şekilde ilerliyor.
8. Okuyucular kitabınızdan ne almalı? Onlara nasıl bir his bırakmasını istediniz?
Kitaplarımda genellikle sorgulayan, arayan, direnen karakterler var. Belki sonunda hüsran oluyor ama ben aslında okuyucuya hep şu mesajı vermek istiyorum:
“Hangi şartlarda olursanız olun, kimliğinizi, özünüzü ve gerçekliğinizi kaybetmeyin.”
Doğru kavramı herkes için değişebilir ama insanın kendi doğrusuna sadık kalması çok kıymetli.
Ve son olarak şunu söylemek isterim:
“Yaşamak ağrısı asılsa da sırtınıza, siz türkü gibi yaşayın.”
Adanalı çevre mühendisi ve şair, yazarlık yolculuğunu, ilham kaynaklarını ve insana dair duygularla yoğrulmuş edebi çalışmalarını samimiyetle anlatıyor.
“Ranza” romanının yazarıyla yazarlık yolculuğu, ilham kaynakları, yeni projeleri ve yazma motivasyonu üzerine samimi bir söyleşi. 80’ler kuşağından gençlere uzanan bir edebiyat hikâyesi.
İran asıllı Kanadalı yazar Behzad Khalvati, yazarlık serüvenini, ilham kaynaklarını ve çok dilli yayımlanan “Ezeli Aşk” kitabını anlattı. İçsel dönüşüm, rüyalar ve manevi yolculuk üzerine samimi bir sohbet.
Kadın hakları savunucusu ve yazar Nedva Ceviz ile Büyüyen Çığ kitabı, şiddet gerçeği ve toplumsal dönüşüm üzerine güçlü bir röportaj. Erkeklere ve topluma önemli mesajlar içeriyor.
0% |