Yazarımız Hamdi bey ile yaptığımız çok değerli röportajımızı burdan okuyabilirsiniz.
1. Kendinizi ve yazarlık kariyerinizi kısaca tanıtır mısınız?
Ben Hamdi Demirel. Yazarlık yolculuğum 1980’li yıllarda başladı. O yıllarda imkânlar çok kısıtlıydı, bu yüzden kitaplarımı yayımlayamadım. Hatta bazı eserlerim farklı isimler altında çalındı. Bu durum beni bir süre yazmaktan soğutsa da asla vazgeçemedim. Pandemi sürecinde kitaplarımın arka arkaya yayınlanmasını istemedim çünkü yazarlık benim için sadece üretim değil, bir duygu ve anlam yolculuğu. Şu anda 8 kitabım yayımlandı, 3 kitabım yayıma hazır ve çok yakında okurlarıyla buluşacak. Özellikle son dönemlerde fuarlarda çok yoğun ilgi görüyorum ve en çok satanlar arasında yer alıyorum. Eylül ayından itibaren 4-5 kitap fuarı için davet aldım. Yazmak artık benim için bir meslekten çok bir yaşam biçimi. Tarihçiyim ama edebiyat her zaman en büyük tutkum oldu.
2. Yazarlık yolculuğunuz nasıl başladı?
Aslında yazmaya yönelmemin temelinde yaşadığım zorluklar var. Çocukluğumda hayat bana kolay davranmadı. Henüz 7 yaşındayken babam vefat etti. Bu, bir çocuk için büyük bir travmaydı ve o günden sonra iç dünyam çok değişti. İnsanları gözlemlemeye, hayatın anlamını sorgulamaya başladım. Belki de bu gözlem gücüm sayesinde edebiyata bu kadar bağlandım. Yazmaya başladığımda ilk başlarda sadece kendi içimi rahatlatmak için yazıyordum. Ama zamanla yazdıklarımın başkalarına da dokunduğunu gördüm. Eşim bu süreçte en büyük destekçim oldu. Ne zaman bir şey yaşasam ve eşime anlatsam bana tek bir şey söylerdi: “Yaz.” Ben de yazdım ve yazdıkça kendimi daha güçlü hissettim.
3. İlham kaynaklarınız genellikle neler olur?
İlhamımı öncelikle kendi hayatımdan alıyorum. Yaşadığım acılar, kırılmalar, mücadeleler… Hepsi yazdıklarımda bir şekilde yer buluyor. Bunun dışında iyi bir gözlemciyim; çevremdeki insanların hikâyeleri, toplumun içindeki değişim, özellikle gençlerin yaşam biçimleri beni çok etkiliyor. Ayrıca tarihe olan ilgim de ilham kaynaklarım arasında. Yazdıklarımda her zaman gerçek bir temel olsun isterim; bu nedenle kitaplarımda dramatik ögeler olsa bile gerçekle bağımı koparmam.
4.Yazma motivasyonunuz nedir? Sizin için bir meslek mi, tutku mu yoksa ihtiyaç mı?
Benim için yazmak hem bir tutku hem bir ihtiyaç. İnsan neden nefes alıyorsa ben de aynı şekilde yazıyorum. Yazdıkça içim ferahlıyor, kendimi buluyorum. Hatta diyebilirim ki yazmaya başladıktan sonra dünyaya bakış açım değişti; daha hoşgörülü, daha empatik bir insan oldum. Herkesin bir şekilde yazmasını tavsiye ediyorum, çünkü insan yazarken kendini keşfediyor.
5. Hitap etmek istediğiniz kitle kimlerdir?
Aslında yazdıklarım geniş bir kitleye hitap ediyor ama özellikle gençler üzerine yazmayı çok önemsiyorum. Gençler, hayatın en kritik dönemecinde olan bireylerdir ve onların yaşadıkları sorunlara, çıkmazlara dokunmak istiyorum. Yani hedef kitlem hem çocuklar hem gençler ama genel olarak hayatın anlamını sorgulayan, kendini geliştirmek isteyen her okuyucuya hitap ettiğimi söyleyebilirim.
6. Yakın zamanda yeni bir projeniz ya da kitabınız var mı?
Evet, şu anda 3 yeni kitabım yayıma hazır. Bunlardan biri gençlere yönelik, diğeri toplumsal sorunlara ışık tutan bir eser ve bir diğeri de çocuklara hitap ediyor. Ayrıca engelli bireyleri farklı bir bakış açısıyla anlatan bir hikâye projesi üzerinde çalışıyorum. Önümüzdeki dönemde hem fuarlarda okuyucularımla buluşacağım hem de yeni kitaplarımı onlara sunacağım.
7. Okuyucular kitabınızdan ne almalı? Onlara nasıl bir his bırakmasını istediniz?
Hayat hiçbir zaman düz bir çizgide ilerlemez; her zaman zikzaklar, engeller vardır. Ben kitaplarımda tam olarak bundan bahsediyorum. Karşımıza çıkan zorluklar bizi yıkmamalı, aksine daha güçlü yapmalı. Her kitapta okuyucunun şunu hissetmesini istiyorum: “Hayat zor ama sen de güçlüsün. Pes etme, devam et.” Bunun yanında empati, hoşgörü ve insanın kendini keşfetmesi üzerine de çok duruyorum. Okuyucum, kitabı kapattığında bir rahatlama, bir umut duygusu hissetmeli.
Adanalı çevre mühendisi ve şair, yazarlık yolculuğunu, ilham kaynaklarını ve insana dair duygularla yoğrulmuş edebi çalışmalarını samimiyetle anlatıyor.
“Ranza” romanının yazarıyla yazarlık yolculuğu, ilham kaynakları, yeni projeleri ve yazma motivasyonu üzerine samimi bir söyleşi. 80’ler kuşağından gençlere uzanan bir edebiyat hikâyesi.
İran asıllı Kanadalı yazar Behzad Khalvati, yazarlık serüvenini, ilham kaynaklarını ve çok dilli yayımlanan “Ezeli Aşk” kitabını anlattı. İçsel dönüşüm, rüyalar ve manevi yolculuk üzerine samimi bir sohbet.
Kadın hakları savunucusu ve yazar Nedva Ceviz ile Büyüyen Çığ kitabı, şiddet gerçeği ve toplumsal dönüşüm üzerine güçlü bir röportaj. Erkeklere ve topluma önemli mesajlar içeriyor.
0% |